
Özgüven
Bireyin sahip olduğu özgüven yalnızca kendisini algılamasını değil insanları dünyayı ve olayları algılama biçimini de etkiler. Bununla birlikte ilişki kurma biçimine, yaşam kalitesine de olumlu olumsuz katkıları vardır. Özgüven doğuştan sahip olunan bir duygu olmamakla birlikte içinde büyüdüğümüz çevre, yaşadığımız olaylar ve maruz kalınan ebeveynlik biçimleri özgüvenin oluşum sürecinde etkilidir. Mesela, maruz kalınan aşırı korumacı ebeveyn tutumu çocuğun yapabilme, başarma potansiyelini baskılayacağı için özgüven gelişimi açısından bir engel teşkil edebileceği söylenebilir. Halihazırda başaramayacağı, yapamayacağı, zarar göreceği sürekli olarak tekrarlanan çocuk buna inanmaya ve içselleştirmeye başlar. Günlük hayatında yaşaması muhtemel başarısızlıklar tarafından beslenmesi muhtemel bir temel oluşur. Çocuğun, ergenin, bireyin bu süreci fark edilerek müdahale edilebilir ya da ikinci bir senaryo olarak zaten ailenin istediği uslu, söz dinleyen, konuşmayan ve karşıt fikri olmayan çocuk zaman içinde ortaya çıkmış olur. Herkes hayatından memnundur… Ta ki çocuğun aileye bağımlı hale getirildiği fark edilene kadar.
Diğer bir senaryo ki bence en acısı bu, yaşanan ve maruz kalınan olaylar dizisi sonucunda ileride (maalesef) topluma karışacak olan küçük bir narsist ortaya çıkmıştır. Sizi ilgilendirmeyen ve sorgulamadığınız anlarda size içi aslında hiç de dolu olmayan özgüvenini sunmaya çabalayan garip biriyle karşılaştıysanız o kişi bu kişi olabilir.

Dunning-Kruger Etkisi
Dunning - Kruger etkisi, spesifik bir konu hakkında bilgisi olmayan insanlarda görülen hayali üstünlük hissine verilen isim. 1999 yılında yapılan deneyler sonucunda; bu kişilerin belirli bir konuda bilgi ve becerileri sorulduğunda gerçekte olandan çok daha yüksek bilgi düzeyine sahip olduklarını iddia ettikleri ve kendilerini uzman gösterme eğiliminde oldukları görülüyor. Bu etkinin temel sebebinin, belli bir konudaki cehaletten ötürü kişide, o konu hakkında "gerçekten bilgili" veya "gerçekten yeterli" olma seviyesine dair güvenilir ve tarafsız bir algının var olmayışı olduğu düşünülmektedir. Yani bu kişiler, kendilerini belli bir konuda gerçekten yeterli saymak için ne kadar bilgiye sahip olmaları gerektiğini bile bilmedikleri için, kısıtlı bilgilerine rağmen kendilerini o konuda uzman varsaymaktadırlar. Belirtilen etkinin çift yönlü olduğunu yani bir konu hakkında gerçekten bilgi sahibi ve uzman olan insanların kendi bilgilerini olduğundan az görmeye meyilli olduklarını ve uzman oldukları konu hakkında alçakgönüllülük ve spesifik bir konudaki bilgilerinden uzman olmalarına rağmen emin olamama ve konu hakkındaki bilgi düzeylerini önemsememe davranışları görüldüğünü tespit etmişlerdir.
Psk. Merve Çalışkan
留言